Tarihte de sıklıkla başvurulan bu yöntem her zaman hedefi tam 12’den vurmuştur. Çünkü birlik ve beraberlik içinde olan hiçbir topluluk bir başka güç tarafından yönetilemez ve yönlendirilemez. Eğer yönetmek istiyorsanız önce bölmeniz gerekmektedir. Bir süredir eczane eczacılarını hedef alan bu yönetim biçimi mesleğin geleceğini tehlikeye atmaktadır.
Peki nasıl bölünüyoruz? Kısa süre için “göreceli” kar sağladığını düşünen birey ait olduğu gruptan uzaklaşmaya başlar. Kendisini ayrıcalıklı ve özel hisseder. Ancak atlanılan nokta bir gün sıranın kendisine geleceğidir. Her ilaca ulaştığını, daha yüksek iskonto aldığını, daha iyi bir hizmet elde ettiğini düşünen eczacı uzun vadede kaybettiklerine ancak seyirci kalabilir.
Birbirinden ayrıştırılan topluluğun gücü azalır, sesi cılızlaşır. Ve talepleri ancak kendi sesi kadar yükselebilir. Peki o zaman nerde kaldı atalarımızın sözü -1 elin nesi var 2 elin sesi var- ?
Aidiyet duygusunun azaldığını fark eden fırsatçılar bunu lehine çevirmekte bir an bile gecikmez. Geçtiğimiz aylarda belirli bir vade ile çalışan eczanelerin vadeleri geri çekildi. Neden geri çekildi? Bu geri çekilmeyi tetikleyen şey neydi? Ekonomik olarak güçlenen sektöre yön verecektir. Peki söz konusu ilaçsa sektöre yön vermesi gereken kişi kimdir? Ben ne dersem o diyen bir güçle çalışmak mesleki barışın bozulmasına sebep olur. Ve eczacı başına gelenleri ancak sıfırı tükettiğinde anlayabilir.
İşte bu yüzden….
Ben ne dersem o değil !!!
Biz ne dersek o olacak.
Ecz.Meri Koluaçık
İstanbul
Yukarıda Girilecek olan bilgiler sadece istatistik adına kullanılmaktadır.